hazırlıksız, düşünmeden, hazırlanmadan, irticalen, rasgele (yapılan), irticalî, ânî, dikkatsiz.
The
carpenter could not tell offhand how much the work will cost. The senator asked the reporters not to quote his offhand remarks. He works in a far offhand manner. I can't give an offhand answer.
ânî, birdenbire, nezaketsizce, kabaca, pat diye, pattadak, beklenmeden, kısaca, kestirme.
teklifsiz, lâübali, terbiyesiz.
(a) bir şeyi başından atmak/savmak, (b) bir şeyden kurtulmak, (işi) tamamlamak.